26 Haziran 2011 Pazar

aslında çok tatlı bir noktada buluşmak. bulmak.
beraber uyumamak ve hız.
güzel tabi sevgili her an bu korkuyu yaşamak. inan bana çok mutlu ediyor beni.
bakma öyle yüzüme,
"insan korkusuyla mutlu mu olur" deme. hissederim.
olur, olurum..
(deli gibiyim şuan)
o kadar büyük ki ben bile korkuyorum, bundan bile...
düşün halimi.
hani bir kabus vardı ya, mesela o beni korkutuyor..
işin komik tarafıda tüm işaretler beni oraya sokuyor...
neden gülmüyorsun sevgilim? ben mutluyum, gül sende.
bakma öyle suratıma,
bakma dedim!

çok siyahta kalmak o kadar kötü değildir belki
ya da seni çekerim oraya
ne dersin?
çok uzattım biliyorum sevgili ama
inan bazen çok zor yanında bağırmamak.
söyleyememek var ya! işte o yüzden sıra sende sevgili
ya sen bağırırsın, dökersin en sonunda da silersin.
sonra sıra bende.
hadi bu da benden sana en güzel söz olsun.
sevgili.

23 Haziran 2011 Perşembe

boğuyorum sevgilim.
bu renkler...
bana ne lazım biliyor musun?

"sen burada yaşayamıyorsun"
peki.

uyandım sevgilim.
uyandım.
tam noktamdayım.
kocaman bir çığlık,
ve işte oradayım.

bir yastık, iki kafa.
patlamak üzereyim
kafamda biri,
susmuyor, sürekli didikliyor, konuşuyor
BAĞARIYOR.
susuyorum.
tahammül edemiyorum. sizleri sevmiyorum.
susuyorum.
rüzgardan başım ağrıdı

bir şey mi duydum?

iki soluk.

11 Haziran 2011 Cumartesi

bir garip lan. hakkaten garip. yani böyle hoş bir şey tabi ama aynı zamanda da rahatsız edici. hem böyle alıyor içine hem atıyor en ileriye. garip ya, baya garip.

bir tane defter var elimde şimdi.
küçük, sarı sayfalı..
ve oraya karalamaya çalışıyorum
onu bile beceremiyorum.