hep aynı boku yemek gibisi var mı ya da hep aynı yola sapmak... her seferinde aynı hatayı yapmak. hissetmek, dokunmak ve kaybetmek... ilk dokunuştaki titreyişi yıllar sonrasında bile aynı frekansta hissetmek.
Her kaybedişte bir daha indiriyorum o kocaman kutuyu en üst raftan. karıştırdıkça parçalanışlarımı hatırlıyorum, bitişleri, nefesleri, koşuşları ve çok daha fazlasını. ve her seferinde bir daha eski yerine koymamak üzere sözler veriyorum kendime sonra bir bakıyorum yeniden uyur olmuşum anılarla, yeniden sarılmışım eski hayallere.kabuslardan kaçışları yine eskilerde bulur olmuşum. yanlış tamamen yanlış. sırf saçma sapan karabasanların baskısında konuşamayışım yüzünden bu yaşananlar. yalan, tamamen yalan tüm söylediklerim, tüm sevdiklerim, özlediklerim... hepsi yalan.bizler kocaman baloncuklar, anılarsa ellerinde iğnelerle bekleyen muzur çocuklar.Ne de tatlıydı o anılar.
AH! ve bir anı daha silindi, bir anı daha girdi durmak bilmeyen akışın içine. sürekli dönen bu döngü.