28 Aralık 2011 Çarşamba

çok sıkıştım.
bi yardım et.

herşey.
risk almak bu işte. böyle bir şey.. biliyorum, bilmez miyim. her risk alışımda su balonları patladı üzerimde. hah! hadi bir tane daha. saçmaymış, değilmiş. bak konuşamıyorum. hele ki ben sevmem üzerimde kalsın bir damla su. huylanırım, için sıkılır, bunalırım. sanki sabahtan beri sırıl sıklamım ve üst üste herşey. kabuslarımda görürdüm, yorganlar binmiş üst üste yıkılıyor üzerime. gariptir, hep aynı kabus. işte o zamanki gibi hislerim. ama hala uçabiliyorum ya o daha bir garip. bak yine geliyor karnımdan yukarı o pis şey. ne bilmiyorum, keşke tarif edebilsem.
hala gariptir ki el ister gönül. hiç düşünmez acıtır mı, yakar mı, sürükler mi en diplere.. düşünmeden.. al-ver. al-ver. ver.ver.ver.ver.
yine gider böyle değil mi?
ortada buluşucaz ama çocuk. tam ortada, kocaman bir ağaç var ya ortada işte tam orada.
temizlersin tüm tozu toprağı, gelirsin oraya.. ve ben belli ki oradayım.
ya da
çoktan geçmiş gitmiş yolum oradan.

17 Aralık 2011 Cumartesi

durdum.
durdum. bayağı durdum. vay arkadaş dedim şöyle bir geçmişe bakıp. geldim bu günlere yahu şaka maka... gerçekten bir son vermeli ödünç aldığım herşeye diye bir düşündüm.

artık.

hala düşünüyorum. amma ödünç hayatmış benimki. değiş-tokuşa bağlamışım sonunda da . yerine koymuşum, atmışım, kırmışım, yapıp yapıp bozmuşum. sonra yenisini koymuşum aynı yere. hiç baştan başlamamışım.

vay be..
iğrençmişim.
hala öyleyim.

23 Ekim 2011 Pazar

pazardır dinlen gitsin..

yok öyle arkadaş. sevmiyorum pazarları. her seferinde aynı şey oluyor. sı-kı-lı-yo-rum!
evden çıkıyorum, bari bugün çıkma otur evde diye kendime kızıyorum.
evden çıkmıyorum, allah beni kahretsin ne bok yedin bütün gün evde sürekli yemek yiyorsun yaptığın başka bir şey yok diye kendime kızıyorum. ne biçim bir insanım?
sorun evde. biliyorum, söylemenize gerek yok.
gidicem, du bakalım...

evlenmek mi gerek illa anlamadım ki!

21 Eylül 2011 Çarşamba

renkli ve beyaz

2-3 yılı var hikayenin. çok değil, dört kişiydik. ama bin bir kişiye bedel, sıcak, hırslı, güzeldik. yükseldik, zirveyi gördük.. Hep beraber.
atladık, dibe gömüldük, kazıdık birbirimizi toprağın içinden. sonra rüzgarlar esti, sallandık. tanımadığımız insanların evlerinde misafir olup ellerimiz titrerken şarkı söyledik. daha önce hiç girmediğimiz sularda birbirimizin kanını sildik, temizledik.
üzerimizden akan sulara karşı gelemedik. ama yenilmedik. biriktirdiğim şişelerin dibini gördük. ağaçlarla bütünleştik. sustuk. bağardık. sustuk. ağladık. yataklara düştük. aramadık, sormadık.
kaçtık. seviştik. bıraktık. güldük.
düştüm. yoruldum. tükendim. uzaklaştım.
gördük, yine kaçtık. sarıldık sımsıkı sonra koştuk arkamıza bakmadan..


ve ben şimdi sizi görüyorum. ayrı ayrı yerlerde, ayrı bedenlerle. zaman çabuk geçiyor ve sizler çabuk değişiyorsunuz. duydum, duydum.. ben daha hızlı değiştim. hep değişiyordum.
ve ayak uyduramayan.. her neyse.

kötü olduk. kötü yaptık. herşeyi birbirine katıp, rengini çaldık. herkes kendine ait olanı alıp kaçtı.
yeni bir rüzgar hissediyorum.
yeniden toprağa düşüyorum.
şuan burdayım.
akşamları çok mutluyum.
özlüyorum, susuyorum.
ve öğreniyorum küçük insanlarım benim.
yeniden kutunuza koydum sizi. yıllar sonra çocuklarıma bahsederken o ağaçtan,
işte o zaman çıkartacağım bir daha sizi.

küçük kurşun erkeklerim benim.

6 Eylül 2011 Salı

16 Ağustos 2011 Salı

bu yalnızlığı özlüyorum. seni de özlüyorum. ama şuan bu daha güzel.

gözlerim kapanırken direnmek
hatta direnememek gibisin
küçük adam.

tam dizlerine oturup şarkı söylemeliyim sana
ki sen daha güzel bak bana.

mesela küçük adamla diye
başlar şarkı
arkadan girer çıkar seslerimiz susuşlarımız

bir gün beraber yürüken ben
düşerim,
yine.
tutamazsın ama kaldırsın.
aslında babama sinirliyimdir ama sana patlarım... kim bilir.